Son zamanların harika simülasyonlarından biri olan Cities Skylines ile sadece bir şehir yaratmıyor; trafik, işsizlik, eğitim, ulaşım vb. birçok sorunla mücadele ediyoruz.
Sokaktaki insanlara hobilerini sorarsak ve klasik cevapları bir kenara atarsak, ne tür ilginç hobiler duyabiliriz? Diorama, lego, akvaryum, ev yapımı içki, sabun yapma… Bunların yanında duyabileceğimiz birkaç cevap daha olabilir; Şehir planlama ve trafik yönetimi…
Peki bu hobi nasıl icra edilir? Belediye başkanı olarak mı? 1980’lerin sonuna kadar böyleydi, Taa ki Maxis SimCity oyununu geliştirene kadar!
SimCity ile birlikte simülasyonların geleceği şekillendireceği öngörüleri artmaya başlamıştı. Bu haklı öngörülerin sonuçlarını görmek için henüz erkendi fakat şimdiden simülasyonlar dünya çapında tartışmaların parçası olmaya başlamıştı. Hatta yıllar sonra SimCity 3000, Varşova’da belediye başkan adayları için test aracı olarak kullanılacaktı… ( https://gry.interia.pl/news-kandydaci-na-prezydenta-warszawy-i-simcity-3000,nId,733306 )

Simcity serisi lider olarak gururla yürürken, 2013 yılında yeni SimCity’nin çıkışı ile oyuncuların beklentisini karşılayamadı. Cities XL gibi bir alternatif olsa da yeni nesile ayak uyduramadı. Ancak 2015’te podyuma yeni bir isim çıkacaktı, Cities Skylines…
Nedir kardeşim bu Cities Skylines rüzgârı?
Cities Skylines’a başladık. Öncelikle farklı şartlar içeren yerleşim yerlerinden birini seçtik ve tarladan hallice bir arazi üzerinde Dubai‘ye ve Barcelona‘ya taş çıkaracak o mükemmel şehir planını uygulamak üzere ilk asfaltı döktük. Başta küçük bir arazimiz var ve mahallemize ilk yerleşecek şanslı insanlar için otoyol ile arazinin bağlantısını sağladık.
Burayı bir fırsat kapısı olarak gören kurnaz müteahhitler şimdiden evleri dikmeye başladılar. Nüfusumuz artmaya başladı ancak o da ne? Su yok, elektrik yok… Bu mahallede hiçbir şey yok. Peki biz bunu nasıl öğreniyoruz? Tabii ki de sosyal medyadan. Oyundaki Twitter muadili Chirper kuşumuza şikayetlerini yazan yazana. Trend topic olmuşuz bile. Yahu durun daha mazbatayı yeni aldım diyememenin verdiği bunaltı ile oyunu bir güzel durduruyoruz.
İlk işimiz birkaç rüzgar türbini yerleştirmek. Ancak türbinin yaratmış olduğu gürültü, evlerinde boş boş oturan aile sakinlerini etkilemesin diye birazcık uzakta konumlandırıyoruz. Boş boş oturuyorlar çünkü henüz ne bir iş yeri yaptık ne de bir sanayi bölgesi. Elektrik telleri ile mahallemizi türbine bağladık ve PAT! İlk ışıklarımız yanıyor. Daha sonra su arıtma tesisini deniz kenarına konumlandırıyoruz. Sokaklarımızdan geçen temiz suyun yanında, atık sular için çektiğimiz boruları da atık su pompasına bağlıyoruz. Burada dikkat etmemiz gereken şey su arıtma ve atık su pompalarını birbirine uzak şekilde ve akıntıya uygun olarak yerleştirmek. Kirli suyu tekrar şehrimize içirmek istemeyiz değil mi? Suyun akıntısına göre yerleştirme olayı biz detay sevenlerin içinde ufak bir kıpırtı oluşturuyor ve gülümseyerek bir kahve daha doldurmak üzere mutfağa doğru gidiyoruz.
Sonrasını hızlandırılmış olarak anlatacağım. Şehir alanımız biz geliştikçe büyüyor. İş yerleri, sanayi bölgeleri, plaza bölgesi derken tam bir metropol olmuşuz da haberimiz yok. Peki bu aşamaya gelmek için ne tür sorunlarla uğraştık? Bir de bu konuya değinelim.

Derdiniz de bitmiyor be!
İnsanlar işe gitti, geldi, yediler, içtiler… Bir sürü çöp birikti. Çöp yakma tesisleri, çöp kamyonları derken bir şekilde çözdük. Çöp kamyonları fink atar hale geldi. Evlerine hırsız girdi, polis merkezlerini ve karakolları arttırdık. Yangınlar olursa kolayca müdahale edilsin diye her mahalleye itfaiye istasyonu inşa ettik. Halkımız biraz nefes alsın, hafta sonu eğlensin diye parklar yaptık. Sağlık ocakları ve hastaneleri de ihmal etmedik. Sonra evlerin birinde daha önce hiç görmediğiniz bir ikon çıktı. Evde cenaze varmış, almamız gerekiyor. Bunun için de mezarlık veya krematoryumlar ekledik ve cenaze arabaları cenazeleri evlerinden teslim aldılar.

Bu problemler ile ilgilenmek için birkaç bina inşa etmemiz yeterli oluyor. Fakat sizi diğer belediye başkanlarından farklı kılacak şey, daha büyük sorunlara bulacağınız çözümler olacak. Metropolümüzde her şey yolundayken birden bir trafik sorunu baş gösterip tüm işleri tıkayabilir. Vergi politikalarımız ile vatandaşlarımız veya biz batabiliriz. Başka şehirlerden gelen tırlar otoyoldan sanayi bölgesine ilerlerken yerleşim yerlerindeki vatandaşlarımızı rahatsız edebilir. Çöplükten yayılan pis koku, bir ailenin evini terk etmesine sebep olabilir. Şehrimizde para var ancak bu sorunları betonla çözemiyoruz. Yerleşim yerlerini, sanayi bölgelerini vs. doğru bir stratejiyle yaratmamız lazım.
Trafik Simülasyonu
Oyundaki trafik suni değil. Tamamen organik ve bir sorun olduğunda sebebini inceleme şansımız oluyor. Bunun nedeni oyundaki her aracın gerçekten bir yerden bir yere gitmesi. İsmini “asdsadgff” koyduğumuz ancak sonrasında mahalle sakinlerinin yazımı daha kolay olsun diye imza toplaması sonucu ismini “Qwerty” olarak değiştirdiğimiz mahallede yaşayan bir insanın, o gün işe gitmek üzere sanayi bölgesinde bir fabrikaya gittiğini fark ediyoruz. Başlıyoruz takibe. “Yapay zekâ mısın? Yoksa algoritma mısın? Şimdi göreceğiz!” diyecekken bu arkadaşın basit bir algoritma kullanarak işe gittiğini fark ediyoruz: “En kısa yoldan git!”

Tabii ki en kısa yoldan gitmesi gerekiyor ancak bütün mahallelerden gelen ana yolları birleştirdiğimiz o büyük kavşakta çok fazla trafik var. Diğer yola sapsa minimum zaman kaybıyla sakin sakin iş yerine varabilir. Ama trafikteki tüm arabalar gibi o da kendine öğretilenin dışına çıkamıyor. Ambulans, itfaiye, işine gitmek isteyen onca insan bizden bir adım bekliyor gibi görünüyor. Sahi biz neden bütün ana yolları tek kavşakta birleştirdik? Hemen oyunun bize verdiği yetkiyle oyunu durdurduk ve kavşağı bir güzel yıktık. Çevre yolu yaptık. Mahallelerden de bir güzel bağlantı yaptık. Güle güle kullanın bakalım.
Qwerty mahallesinden sanayiye giden arkadaşımız hala yoluna devam ediyor. İçinden de maaşımın yarısı şu arabanın benzinine gidiyor diye kara kara düşünüyor. Şehrin diğer ucundaki babaannesine ulaşım sağlayamayan bir başka kişi de bu bayram da yüzlerini güldüremedim diye dert yanıyor. Eğlence mekanları, parkların etrafından trafik eksik olmuyor. O sırada gözümüz ekranın altındaki bir sekmeye takılıyor. Toplu taşıma…
Biz neyi unuttuk?
Toplu taşıma için çalışmalara başlıyoruz. Hastaneler, okullar, parklar gibi insanların ihtiyaç duyacağı yerlere birer otobüs durağı konduruyoruz. Hatlarımızı bazı yerlerde kesiştiriyoruz ki halkımız aktarma indiriminden de yararlansın. Otobüslerimiz trafiğe karışmasın diye otobüs yolları, daha sonra metro tünelleri yapıyoruz. Bu da yetmiyor monoray, üstüne ben denizleri de aşarım deyip feribot hatlarını da faaliyete geçiriyoruz. Düzgün planlanmış bir sistem ile trafiğe elveda diyoruz.


Sosyal Yaşam
Hastaneler, parklar, okullar, eğlence mekanları… Bunlar halkın mutluluğunu ve refahını arttırır. Hastalıklar, yüksek vergiler, ulaşım ve trafik sorunları, enerji problemleri ise işi içinden çıkılamaz boyuta getirebilir. Geliriniz azalır ve mutsuz vatandaşlar ile karşı karşıya kalabilirsiniz. Çok fazla okul yaparsanız sanayi bölgesinde eleman sıkıntısı yaşanabilir. Karakolu olmayan bir mahallede ise suç oranı yükseleceğinden bir aile ansızın evini terk edip gidebilir. İnşa işlerinin yanında, dengeleri korumak için bazı politikalar izlemeniz gerekiyor.
Belediye başkanlarının gizli sırrı: Steam Atölyesi…
Şehrimizin planı hemen hemen oluştu. Sanayi bölgesi ekolojiyi yok etme yolunda son hız ilerlerken, plaza bölgemizdeki gökdelenler bulutları geçmenin derdinde. Yoğun yerleşim bölgesi belirlediğimiz alandaki apartmanlarda yaşayanlar hemen yan mahalledeki müstakil evlere gıpta ile bakıyorlar. Biz ise her zamanki gibi yukarıdan baktığımız halkımıza (kamera açısından dolayı) nasıl daha fazla hizmet edebiliriz derdindeyiz.
Oyuncu dostu tüm yapımcılar gibi, Paradox Interactive de bize mod destekli bir oyun sunmuş. Cities Skylines’ı vanilla haliyle bir kere oynadıktan sonra, “Ben sahil yoluna bir çöp kovası koyamayacak mıyım?” diye sormak istiyorsunuz haliyle… O an Steam Atölyesi’ndeki binlerce mod yardımımıza koşuyor.
Modlardan bahsedecek olursak, şehrimiz büyüdükçe yetişemediğimiz bazı sorunlar için modlardan yardım alıyoruz. Örneğin oldukça çabuk dolan ve boşaltılması uzun süren çöplüklerle uğraşmamak için modlardan yardım alıyoruz. Oyun içi bazı sınırlardan kurtulmak için (örneğin bir binanın tepesine billboard koymak, sahile yaptığımız yürüyüş yoluna bank eklemek, atölyeden indirdiğimiz öğelerle bir yola yol çalışması süsü vermek vs.) Cities Skylines Steam Atölyesi’ni kullanıyoruz.
—-Cities Skylines için yüklenmesi gereken 15 mod—-
DLC’lerin getirdiği yeniliklerin çoğunu modlarla kapatabilsek de, bir süre sonra oyunumuz iyice şiştiği için sistemimizi zorlamaya başlayacaktır. İnce ayrıntılar ile uğraşıp şehrimizi indirdiğimiz öğeler ile doldurursak, nüfusumuz belirli bir sayıyı geçtiğinde bilgisayarınızın Ram’i istifa etmek isteyebilir.
Cities Skylines için söyleyeceklerim bu kadar. Üzerinden yıllar geçse de DLC’ler ile halen güncel bir oyun. Ve kolay kolay eskiyecek gibi de durmuyor.
Ekran görüntüleri kendi oyunumdan alınmıştır. Oyunda bulunmayan atölye içerikleri kullanılmıştır.















0 Yorum